İstanbul, yaklaşan yıkıcı depremlerin tehditini çokça hissederken, son yaşanan depremin ardından şehrin birkaç noktasında ciddi hasarlar meydana geldi. Ancak bu hasarların en fazla hissedildiği yerlerden biri, özellikle konut yoğunluğu ile bilinen bir semtte yer alan bir bina oldu. 24 Ekim tarihinde meydana gelen deprem, bazı binaların temellerini sarsarken, bu duruma dayanamayan bir yapının çökmesi ise tüm İstanbul'u derinden etkiledi. Olay, sadece mahalle sakinlerini değil, çevredekileri de korku dolu anlar yaşattı.
Deprem sonrası çökme olayının yaşandığı bina, İstanbul’un X Mahallesi’nde yer alıyordu. Çökme anında bina içerisinde birkaç kişinin bulunduğu bilgisi yetkililere ulaştı. Olayın hemen ardından, arama kurtarma ekipleri hızlı bir şekilde bölgeye intikal etti. Çökme sonrası patlayan gaz boruları nedeniyle yangın riski altında kalan bölgeye, itfaiye ve sağlık ekipleri de yönlendirilerek duruma müdahale edildi.
Gelen ilk bilgilere göre, çökme anında binada bulunan bazı kişiler yaralandı ve bir kısmı ise bina enkazı altında kaldı. Arama kurtarma çalışmaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile AFAD ekipleri tarafından hızla başlatıldı. Çok sayıda ambulans ve sağlık personeli olay mahalline intikal ederken, çevre il ve ilçelerden de destek ekipleri de gönderildi. Mahalle halkı, kendi imkanlarıyla enkaza ulaşmaya çalışırken, durumu izleyenlerin büyük bir kaygı içinde, heyecanla yaşananları takip ettikleri görüldü.
Uzmanlar, İstanbul'un geçmiş yıllarda da sıkça başına gelen bu tür olayların, kentteki yapıların büyük bir bölümünün depreme dayanıklı olmaması sebebiyle yaşandığını belirtiyor. Özellikle 1999 Gölcük depreminden sonra inşa edilen binaların bir kısmının modern inşaat standartlarına uygun olarak yapılmadığı ve göz ardı edildiği dile getiriliyor. Bu durum, İstanbul’un gelecekteki büyük depremler açısından risk taşıdığını ortaya koyuyor.
Depremler sonrasında yaşanan bina çökmeleri, sadece mal kaybı değil, aynı zamanda can kaybı anlamında da ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Uzmanlar, vatandaşların yaşadığı inşaat alanlarında, ruhsatlı ve dayanıklı yapıların kontrol edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. İstanbul’un büyük bir kısmının riskli yapılarla dolu olduğunu ifade eden uzmanlar, zamanla bu yapıların güçlendirilmesi veya gerekli durumlarda yıkılması gerektiğini vurguluyorlar.
Yaşanan bu hadise, İstanbul’un depreme karşı ne denli hazırlıklı olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirirken, yetkililerin bu konudaki denetimlerini artırması gerekliliği konusunda kamuoyunda güçlü bir talep oluştu. İstanbul halkı, yapılacak olan denetimler ve gerekli engellemelerin bir an önce hayata geçmesini bekliyor.
Olayın ardından, yerel yönetimler ve Bakanlık olayla ilgili açıklamalarda bulunarak, sarf edilen çabaların arasında can kaybını en aza indirmek için ivedilikle çalışmalar yapıldığını belirtti. Ayrıca, bölge için ek tedbirlerin alınacağı ve gelecekte yaşanabilecek benzer olayların önlenmesi adına ciddi bir çalışma yapılacağı duyuruldu.
Öte yandan, bu tür durumlar, İstanbul’un sismik risk haritasındaki tehditlerin yemeklerinde önem kazandığını gösteriyor. Şehirde yaşanan yapılaşma süreci, her geçen yıl artan nüfus ve inşaat sektörünün hız kazanması ile birlikte, kamu ve özel sektör arasında sağlıklı bir iş birliği kurulmadığı sürece risk varlığını sürdüreceğe benziyor.
Şu an için çökme olayının detayları ve meydana gelen can kaybı ile ilgili resmi açıklamalara ulaşma çabası devam etmekte. Ancak, bu tür olayların önüne geçmek adına tüm İstanbulluların sorumluluk alması, yapılacak olan projelere ve inşaat süreçlerine mutlaka dahil olması gerektiği vurgulanıyor. Gelecek için dayanıklı şehirler kurabilmenin en önemli adımlarından birinin de, vatandaş bilinci ve toplumun bu konudaki duyarlılığı olduğu unutulmamalıdır.