87 yaşındaki emekli zanaatkar Hasan Duman, yıllar süren birikimi ile unutulmaya yüz tutmuş el emeği geleneklerini yaşatmaya devam ediyor. Şehrin gürültüsünden uzak, küçük atölyesinde büyük bir özveriyle çalışarak, geçmişten günümüze uzanan bir köprü kuruyor. Hasan Usta’nın elinden çıkan her bir parça, sadece estetik bir değere değil, aynı zamanda derin bir anıya da sahip. Bu yazımızda, Hasan Duman’ın sanatına, azmiyle dolu yaşam hikâyesine ve el emeğini yaşatma çabasına daha yakından bakalım.
Hasan Duman, 8 yaşında çocuk yaşta başladığı zanaatkarlık macerasını, gençliğinde kazandığı tecrübelerle pekiştirerek, 60 yılı aşkın bir süre sürdürdü. İlk olarak dedesiyle birlikte çıraklık yaparak başladığı bu meslek, zamanla onun hayatının en önemli parçası haline geldi. "Ellerime bakıldığı zaman, sadece bir işgücü değil, ruhumun bir parçası görünsün isterim," diyor. Bu sözlerinde, el emeği ile duygularını birleştiren bir sanatkarın ruhunu hissedebiliyoruz.
Hasan Usta'nın, geleneksel yöntemlerle çalışması, onu genç nesillere ilham veren bir figür haline getiriyor. Gelişen teknoloji ve sanayileşmenin etkisiyle hızla azalan el yapımı ürünler, onun gibi ustaların ellerinde hayat buluyor. "Her bir parça, geçmişin izlerini taşır. Bunu yaşatmak benim için bir sorumluluk," diyor. Hasan, bu sürecin sadece maddi bir değer taşımadığını, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu da vurguluyor.
Hasan Duman, yaptığı her işte aslında bir hayat hikâyesi ve kültürel bir bağ taşıdığını belirtiyor. Dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin ilgisini çeken el yapımı ürünlerin yanı sıra, gençlerin de bu sanatı öğrenmesi için ücretsiz atölyeler düzenlemekte. "Benim gibi birinin, bu yaşta bilmediği şeyleri öğrenmek için gençlerle birlikte olması, onları cesaretlendiriyor," diyor. Eğitim verdiği gençlerden duyduğu heyecan onu daha çok motive ediyor. "Onların gözlerinde gördüğüm merak ve azim, bana hayat enerjisi veriyor," ifadeleriyle, genç neslin önemine vurgu yapıyor.
Atölyesinde düzenlediği kurslara katılan gençlerden biri, "Hasan Usta'nın yanında çalışmak benim için bir şans. Onun tecrübelerinden öğrenmek, beni hem sanatçılar hem de birey olarak geliştirdi," sözleriyle, bu sanatın geleceğine ışık tutan bir umut taşıyor. Hasan Duman’ın el emeği ürünlerine olan talebin artması; yalnızca bir ticari başarı değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluğun da ifadesi haline dönüştü. Diğer zanaatkarlarla işbirliği yaparak, yerel pazarları ve fuarları destekliyor.
Hasan Usta'nın hikayesi ve azmi, sadece el emeği sanatının korunması değil, aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş geleneklerin gelecek nesillere taşınmasında da önemli bir rol oynuyor. Onun mücadelesi, genç zanaatkarların motivasyonunu artırarak, kendi köklerine bağlı kalmalarını sağlıyor. Yaşatılan her gelenek, geçmişin bir parçası olarak insanlığa sunuluyor.
Hasan Duman, el emeğini yaşatmakla kalmayıp, aynı zamanda insanlarda, kültürel miraslarını sahiplenme bilincini de yerleştirmeye çalışıyor. "El sanatı tehlikede. Eğer onu yaşatmazsak, gelecek nesillere aktaracak hiçbir şeyimiz kalmayacak," diyerek, kendisini sadece bir zanaatkar değil, bir kültürel elçi olarak görüyor. Onun azmi ve özverisi, bu mirasın elden bırakılmaması ve yeni nesiller tarafından sürdürülmesi için bir ışık kaynağı olarak parlıyor.
Sonuç olarak, 87 yaşındaki Hasan Duman’ın hikayesi, sadece başarılı bir zanaatkarın hikayesi değil, aynı zamanda kültürel köklerimizin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir örnek. El emeği ve geleneksel sanatlar, geçmişimizle bugünümüzü bağlayan bir köprü görevini üstleniyor. Bizlere düşen görev ise, bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktararak sürdürmektir. Bu yönüyle, Hasan Usta sadece bir sanatkar değil, aynı zamanda toplumun kültürel hafızasıdır. Gerek yaşadığı zorluklar gerekse ulaştığı başarılarla, tüm gençlere ilham vermeye devam ediyor.